İslam’i duyarlılığı olan partiye destek ehven-i şer midir ?
Ehven-i şer:
Bazı kimseler de ; seçimlerde destek vermeyi ,katılmayı, yaptıkları işi meşrulaştırabilmek için olmadık zorlama tevillere , fasit yolara başvurarak sanki mecburlarmış da ; bu küfr yollara bulaşıyorlar !! Bununla beraber : Biz de biliyoruz parti yolu ile islam gelmez , Allah’ın istemediği bir usuldur , yoldur ama mecburuz. Ne yapalım , nasılsa bir parti , kişi başa gelecek , bizi yönetecek.Biz de partilerden ya da adaylardan bize en yakın olanını seçiyoruz.Bari müslümanım diyen geçsin bize en yakın olana destek vererek bizim için faydalı işler yapsın , müslümanlar üzerindeki baskıyı kaldırsın , müslümanlar da devlet dairelerinde iş bulabilsin , başörtülüler için yasakları kaldırıp , okuma ve çalışma imkanları verilsin vs. vs menfaatlerden faydalanabilmek için oy kullanıyoruz ; yada aday oluyoruz ; derler . Böylece nakile değil , aksine akile uyarak ; yanı heva ve hevese uyarak adeta onları putlaştırarak kendi mazaretlerine kılıf bulma yoluna girerken “ özrü kabahatinden büyük” duruma düştüklerinin farkına da varamazlar.
Bir arkadaşım bana aşağı yukarı bu ifadelerle akli olarak oy kullanmaya mazaretler ileri sürmeye kalkışınca ben de ona yine onun anladığı tarzdan şöyle cevap vermiştim. Tekirdağ /mürefte ilçesinde köylülerin büyük kısmı üzüm bağları ile geçimlrini sağlamaktadırlar.Bu köylüler üzüm bağlarında yetişen üzümlerini Doluca şarap fabrikasına satarak gelir elde etmektedirler.Şimdi dedim ; senin de orada bağın olsa ve sen şarap fabrikasına vermesen de orada bulunan bütün köylü verecek ve şarap yapılacak . O köylülerde şaraptan gelir elde edecekler diye , sen vermesen de olacak diye bende vereyim , bende kazanayım diyerek verebilir misin ? Müminim iddiası ile ortalıkta dolaşan , namaz cı ; hacc cı , oruc cu , sorduğumuz zaman ben de şeriatçiyim diyen bir müslüman ; her dinden yada dinsiz ile beraber helal - haram yada caiz –küfr ayrımını dikkate almadan herkesle beraber aynı kefeye girermisin ? Sende üzümlerini şarap fabrikasına verirmisin deyince , arkadaş belli bir süre cevap verememiş , sessizce oturup düşünmeye başladı ve itiraf ederek gerçekten bu iş yapılamaz demişti . Şimdi gelelim ehven-i şer nedir ? sualine :
Ehven, kelime anlamı itibariyle, "daha hafif"; şer ise, hayrın karşıtı olup, "meşru olmayan her türlü iş" demektir. Terkip olarak da ehven-i şer, diğerlerine kıyasla zarar ve fenalık bakımından daha hafif olan kötülük anlamında kullanılır.Mecelle'de, "İki şerden, daha hafif olanı (ehven-i şerreyn) ihtiyâr olunur" (Mecelle, md. 29) şeklinde bir genel kural bulunmakta olup, bununla anlatılmak istenen şudur: Câiz ve meşrû olmayan iki şeyden birinin işlenilmesi durumunda kalınırsa, bunlar arasında kötülük ve fenalık bakımından daha az ve hafif olanı tercih edilir. Çünkü, haram olan bir şeyi işlemek, ancak zarûretten dolayı mübah kılınmaktadır (Mecelle, md. 21). Zarûretler de kendi miktarlarınca takdir olunacağına göre (Mecelle, md. 22), daha hafif olan dururken, daha ağır ve büyük bir haramı işlemek zarûret sınırını aşmak olur.Aynı içerikte olmak üzere, "İki kötülükle karşı karşıya gelince daha hafif olanı işlenerek, büyüğünün çaresine bakılır" (Mecelle, md. 25) ve "Daha şiddetli olan zarar, daha hafif olan zararla izâle olunur" (Mecelle, md. 27) şeklinde iki genel kural daha vardır ve bunların her üçü de yaklaşık olarak aynı anlamı ifâde eder.Bu genel kuralı, pekçok alana uygulama imkânı vardır. Bu kuralın uygulama örneklerinden biri şöyledir: Bir kimsenin çok değerli bir incisi yere düşüp, bir tavuk tarafından yutulmuşsa, incinin sahibi, tavuğun değerini ödeyerek tavuğu sahibinden satın alır(Mecelle, md.902). Bu durumda tavuğun sahibi, tavuğu satmamazlık edemez. Şayet direnecek olursa, fiyatı kendisine ödenerek, tavuk ondan cebren alınır. Kural olarak bir kimsenin malını, rızası hilâfına satmak câiz değilse de, burada daha büyük zararı gidermek amacıyla, daha hafif olan zarara katlanılmış ve söz konusu kural gereğince, mülkiyetin dokunulmazlığı prensibine bir nevî sınırlama getirilmiştir.
Şer kötülük demektir.Kötülük iki nevidir, ya islam içerisinde şerdir ki kişinin helal itikad etmeden bir günahı işlemesidir. Bu bir şerdir. ama insanı dinden etmez. Usulü fıkıhdaki iki şer toplandığında ehven olan tercih edilir esası buna binaendir. İkinci noktada küfür ve şirkin de bir şer ve en büyükleri olduğunu biliyoruz... Ama ne bir fıkıh ne de bir itikad alimi küfür ve şirk noktasında ehven-i şer olanı tercih edilir dememişlerdir. Küfür noktasında ehven-i şerri tercih edilemez . İmanın lezzeti küfrün her nevinden kaçmak ve sakınmaktır. mesele budur. Ehveni şer esasını delil olarak kullanmaları onların aleyhlerine delildir. lehlerine değil.Çünkü o muamelatla alakalı bir esastır. Muamelat esaslarını akaid esaslarına kullanamayız..Tüm akaid ve usul kitabları ehveni şer’in bu manada aleyhine delildir. iki küfür inanışı varsa biri tercih edilebilir diyen itikad kitabı varsa o da onların delili olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder