HAKİMLİK , SAVCILIK , AVUKATLIK :
Çağdaş beşeri düzenlerde ; hakimler , meclisler ya da ilgili kurumlar tarafından konulan yasa ve hükümlere göre hüküm verir ve yargılarlar . savcılar ise iddia makamı olarak ilgili taraflar hakkında yine aynı şekilde ortaya konulmuş kanun ve hükümlere göre iddialarda bulunur , cezalandırmayı ister , hak taleb eder ya da haksızlıkların giderilmesini isterler . Bütün bunların ortak özelliği ya da ifade ettiği anlam ise , Allah ‘ın indirdiklerinden başka bir takım hükümlerle hüküm vermektir . Bunun ise müslümanlara haram olduğu , Kur’an-ı Kerim’in son derece açık ve pek çok hükmünden anlaşılan bir husustur . Hatta konu ile ilgili yani müslümanların Allah’ın hükümleri dışında kalan hükümlerle hükmetmelerini yasaklayan ayet ve hadisleri tek tek sıralamak başlı başına bir iştir . mümin Allah’ın indirdiğinden başka hükümlerle hükmedemeyeceği gibi , Allah’ın indirdiği hükümlerle bu hükümlere aykırı hükümler arasında bir telif ve uzlaştırma yoluna da gidemez.Allah’ın hükümleri ile tağutun ya da hevanın hükümlerini bir arada uygulamaya da kalkışamaz . çünkü böylesi katmerli küfür ve apaçık münafıklıkıtr . Allah’ a ve Allah’tan gelenlere iman etmek ile onlara aykırı hükümler arasında bir uyum sağlamak birbirine zıttır . Katıksız bir iman , adına ister hakikat , ister inanç ( ideoloji ) , ister siyaset , ister görüş denilsin , rasulullah’ın getirdiklerine aykırı olan her şeye karşı amansız bir savaşa girişmeyi gerektirir . Ta ki Allah’tan gelen hükümlerle tam ve katıksız şekliyle hükmedebilmek mümkün olsun . Nitekim Allah’ın yolundan alıkoyup Allah’tan gelenlerle onlara aykırı hükümlerin arasını bulup telif ve uyuşturma yoluna giderek Allah’ın yolundan alıkoymak isteyenler hakkındaki ilahi hükümden de anlaşılan budur .
“ -- Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin !" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. “ ( Nisa 61 )
Bilindiği gibi beşer tarafından konulmuş anayasa ve yasalara bağlı kalmak , insanlar tarafından ve Allah’ın şeriatine aykırı konulmuş bu hükümlere dayanarak hükümler vermek yani bu esasa göre beşeri düzenlerin yargı kurumlarında görev almak , İslam’a karşı ve taban tabana zıt bir faaliyettir . Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimsenin bu anayasalara göre kurulmuş düzenlerin heva sahiplerini kandırmasıdır , onları iman yolundan ve islam şeriatinden uzaklaştırmasıdır .
Avukatlık mesleği , hakimlik ve savcılıktan farklı gibi görünmekle birlikte , esas itibariyle hakimlik ve savcılıktan farklı bir fonksiyonu yoktur . Çünkü avukat da gerektiğinde haklıyı haksız , haksızı haklı göstermek gibi bir takım tehlikeleri de beraberinde getirmekle birlikte , egemen düzenin yürürlükteki beşeri cahili hukuk ilke ve yasalarını esas alarak ve onları gerekçe göstererek savunmalarını yapmakta , iddialarını cevaplandırmakta , ispat ya da reddetmektedir. Bir avukat için gerektiğinde “ Rabbim Allah’tır “ dediği ve tağutu inkar ettiği için mağdur edilmek istenen bir müslümanı savunmak gibi , hakim ve savcıdan farklı bir konuma düşmek imkanı da vardır . Bundan dolayıdır ki avukatlığın diğer savunmalardan farklı ve daha müsamahakar bir hükme tabii olacağını söyleyebiliriz . Ancak bunun kati olarak hükmü şudur da demek bizim için mümkün değildir .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder